Bazı kelimeler vardır, sadece bir kavramı değil, bir insanın tüm yaşama biçimini temsil eder. Benim için hak, hukuk ve adalet ve özgürlük tam da böyle kelimelerdir. Çünkü insanca bir yaşamın temeli bunlardır. Yalnızca bir yasa maddesinde değil; bir annenin yüreğinde, bir çocuğun hayalinde, bir emekçinin alın terinde yaşar bu kavramlar. Ben, işte bu değerlerin yok sayıldığı bir düzene sessiz kalamıyorum.
Ben Cumhuriyetin yalnızca bir yönetim biçimi olduğuna hiçbir zaman inanmadım. Cumhuriyet, benim için eşit yurttaşlık demekti. Düşüncelerimin bastırılmadığı, sesimin duyulabildiği, emeğimin kıymet gördüğü bir yaşam hayaliydi. O yüzden ben bugün hâlâ o hayale sıkı sıkıya bağlıyım. Çünkü biliyorum ki özgürlük, yalnız oy kullanmakla değil, adaletin herkese eşit uzanmasıyla anlam kazanır.
Ben, adaletin yokluğunu sadece adliye salonlarında değil, hayatın tam ortasında hissediyorum. Bir çocuğun açlığına kayıtsız kalınırken, bir kadının güvenlik talebi görmezden gelinirken, bir gencin hayalleri göç ederken… Adaletsizlik en çok sessizliğin içinde yankılanıyor. Bu yüzden susmuyorum. Çünkü biliyorum ki sustukça, bu düzenin parçası haline gelirim.
Ben özgürlüğü sadece bireysel bir hak olarak görmedim hiçbir zaman. Özgürlük benim için aynı zamanda bir sorumluluktu; başkasının sesine kulak vermek, haksızlık karşısında omuz vermek, kendi konfor alanımdan çıkıp bir başkasının mücadelesine destek olmaktı. Bu yüzden bugün, düşünce özgürlüğüne yönelen her tehdidi, sadece bir bireyin değil, tüm toplumun kaybı olarak görüyorum.
Refahı da yalnızca büyüme rakamlarında değil, komşumun yüzündeki tebessümde, sokakta güvenle yürüyen bir çocuğun ayakkabısında, yaşlı bir insanın sağlık hizmetine erişiminde aradım ben. Çünkü biliyorum ki gerçek refah, yalnız bana değil, hepimize eşit bir yaşam sunabilen düzendir. Sosyal adalet olmadan refah bir ayrıcalık olur, hak değil.
Ben artık biliyorum: Sessizlik suç ortaklığıdır. Her haksızlık karşısında susmak, bir sonraki adaletsizliği davet etmektir. Bu yüzden içimdeki ses gitgide daha yüksek çıkıyor. Haklarımı istiyorum, ama sadece kendim için değil. Hepimiz için. Çünkü Cumhuriyet hepimizindir. Çünkü bu ülke, yalnızca güçlü olanların değil, adalet isteyenlerin ülkesidir.
Gelecek kuşaklara bırakacağım en kıymetli mirasın bir itiraz cümlesi olduğuna inanıyorum. “Bu böyle gitmez” demekle başlıyor her değişim. Ben de bu sesi büyütmek istiyorum. Çünkü ben adalet istiyorum, özgürlük istiyorum, insanca bir yaşam istiyorum. Ve biliyorum ki bu talep, sadece benim değil, bu toprağın her bir insanının ortak çığlığıdır.
Adaletsizliğe asla razı değilim,suskunluğa da teslim olmayacağım.Çünkü umut da biziz değişim de biziz.
Umutla kalın…