NEDEN İNANIRIZ?

İslam inancının ibadetlerinden birisi olan oruç ayının içerisindeyiz. Oruç tutmanın farz olduğu Ramazan Ayı hicri yılın dokuzuncu ayıdır. Milyonlarca müslüman bu ayda oruç ibadetlerinin gereğini yerine getirmek için gün boyu yemek ve içmekten uzak, tüm nefsi arzularını Allah’ın rızasını kazanmak için ertelemektedirler. Doğal olarak insanın nefsini kontrol altına almasına, zorlamasına sebep bir inancı ve bu inancın dayandığı temel bir gerekçesinin olması kaçınılmazdır.

Nedir bu inanç ve inancın temeli?

Bu yazıda, başlıktaki soruya TANRI inancı çerçevesinde cevap vermeye çalışacağım. Bu nedenle ülkemizde büyük çoğunluğun benimsediği İslâmiyet’in evren kavrayışını biraz anlamamız gerekiyor diye düşünüyorum.

İslam inancının temeli bir yaratıcının varlığına yani “Allah” inancına dayanır. Allah, bütün evreni yaratmıştır. Hiç bir varlığa ihtiyaç duymaz ve bizim ölçülerimize göre zaman/mekan dışında olan, değişmeyen, kusursuz varlık olduğuna inanılan, her şeyin üstündeki tek güçtür.

Bu kavrayış çerçevesinde baktığımızda yoktan var eden, kendisi dışında her şeyin yaratılmış olduğu, yaratılan her şeyin onun iradesinin gereğini yerine getirdiği varsayımları dinin temelini oluşturmaktadır.

İnsanın yaratılışı ve inanç temelli yaşamının neden bir yaratıcıyı zorunlu kıldığı hususuna gelelim. Yani bu yazının başlığındaki sorunun cevabını bulmak için 5 madde yazalım.

Madde 1: Biz dediğimiz, üzerinde yaşadığımız dünya dahil bütün evren, sürekli bir hareket halinde devinmektedir. Yani hareket etmektedir. Bu hareketin başlayabilmesi için bir başlatıcı etkinin yani bir hareket ettiricinin olması gerekiyor. Bu hareketin parçası olan varlıklar zorunsuz ancak bu hareketi başlatan ilk varlığın zorunlu varlık olması gerekiyor ki biz buna Tanrı’nın “KOZMOLOJİK KANITI” diyoruz.

Madde 2: Nedensiz bir şey söyleyin bana! Her şeyin bir nedeni vardır değil mi? Peki bir şey kendi kendinin nedeni olabilir mi? Tabi ki olamaz! Biliyoruz ki her neden bir önceki nedenin ortaya çıkarttığı yeni durumdur. Bu zincir sonsuza kadar böyle devam eder gider. Peki bu durumun sonsuza kadar böyle sürüp gitmesi size de saçma gelmiyor mu? Bu saçma duruma nedeni olmayan bir ilk neden engel olabilir ki biz buna Tanrı’ nın “İLK NEDEN KANITI” diyoruz.

Madde 3: Görüyoruz ki doğada her canlının bir başlangıcı ve nihayetinde sonu var. Çünkü yaratılan her şey yok olmaya, değişim ve dönüşüme mahkumdur. Yani varlıkların sonsuza kadar var kalabilmesi olanaksız bir durumdur. Bu nedenle varlığı başka hiç bir şeye bağlı olmayan zorunlu bir varlık olmalıdır. Yaratılmış olmayan bu varlığa Tanrı’ nın “OLUMSALLIK KANITI” diyoruz.

Madde 4: Güzel veya Çirkin’ in ölçüsü nedir? Yada Doğru veya Yanlış’ ın ayarı. Her varlığın birbirinden farklı olduğu bir dünyada bu ölçüyü yada ayarı neye göre belirleyeceğiz? Kim daha güzel, kim daha çirkindir veya kim daha doğru kim daha yanlıştır? Nasıl karar vereceğiz buna? İşte bunun için en iyi olan mutlak ve değişmez ölçüte Tanrı’ nın “DERECELENDİRME KANITI” diyoruz.

Madde 5 : Her varlığın bir amacı vardır. Bu amacı kim, nasıl belirlemiştir bilmeyiz. Bunu bir bilenin olması ve yönlendirenin bulunması gerekir ki buna Tanrı’ nın “AMAÇ KANITI” diyoruz.

Değerli okuyucu, bu kanıtlar benim bulduğum kanıtlar değildir. İnsanoğlunun binlerce yıllık dünya serüveninde, kendi kendine sorduğu sorulara verdiği cevapların minik bir açılımıdır. Ama biliyoruz ki herkes kendine göre maddeler sayabilir, dökebilir buraya. Ama biliyoruz ki insan en kolaya meyleder ve o anda kendisine hangi düşünce daha yakınsa onu benimser. Çünkü insan inanmak ve inanarak yaşamayı önceler. Hiç olmadı en kolayını seçer.

Dünya üzerinde yaşayan milyonlarca insanın çeşit çeşit inanç açılımları bulunuyor. Saygı duyulması gereken bu açılımlar bize gösteriyor ki inanmak isteği insanın temel ihtiyaçlarından birisidir. Her ne türlü olursa olsun ihtiyaçlarımızı karşılarken doğaya uygun, diğer canlılara saygı çerçevesinde hareket etmeli, ihtiyaç çemberininin dışına çıkmamalıyız.

Bu vesileyle ülkemizde bu ihtiyacın tatmin edildiği bir ibadet şekli olan ORUÇ AYI’ nın tüm islam alemine barış, huzur ve mutluluk getirmesini temenni ediyor, afet ve acil durumsuz, afiyetli Ramazanlar diliyorum efendim...