Alzheimer hastalığının erken teşhisi için kan testleri, tıpta devrim yaratmaya hazırlanıyor. Geleneksel olarak beyin taramaları ve omurilik sıvısı analizleriyle teşhis edilen Alzheimer, artık bir damla kanla belirlenebilir. Ancak, bu gelişme beraberinde etik ve tıbbi tartışmaları da getiriyor.
Haber Giriş Tarihi: 24.02.2025 11:05
Haber Güncellenme Tarihi: 24.02.2025 11:06
Kaynak:
Bursada Bugün
Alzheimer teşhisinin mevcut yöntemleri oldukça maliyetli ve acı verici olabilir. Birçok hasta sadece bilişsel testler ile teşhis edilmekte, ancak bu testlerin doğruluk payı sınırlıdır. Her yıl teşhis edilen vakaların yalnızca yüzde 2'sinde ileri düzey teşhis yöntemleri kullanılıyor.
Gelişen yeni kan testleri, Alzheimer biyolojik belirteçlerini (özellikle tau ve amiloid proteinlerini) erken aşamalarda tespit edebiliyor. Alzheimer's Research UK'den David Thomas, bu testlerin ucuz, uygulanabilir ve yaygın olarak erişilebilir olması nedeniyle büyük heyecan yarattığını belirtiyor.
ADAPT adı verilen yeni bir çalışma, Alzheimer'a özgü p-tau217 proteininin teşhis için nasıl kullanılabileceğini araştırıyor. Bu çalışma, kan testlerinin klinik uygulamalara nasıl dahil edilebileceğini belirlemek için yürütülüyor. Hangi hastalara ve hangi aşamada test uygulanmalı? gibi kritik soruların yanıtlanması amaçlanıyor.
Bu teşhis yöntemleri, erken aşamada hastalığı yavaşlatabilecek yeni ilaçların geliştirilmesine de katkı sağlayabilir. Yakın zamanda onaylanan lecanemab ve donanemab gibi ilaçlar, Alzheimer'ın erken evrelerinde amiloid seviyelerini düşürse de bilişsel yetenekler üzerindeki etkileri sınırlı kalıyor. Bilim insanları, bu ilaçların daha erken verilmesi durumunda hastalığın ilerlemesini yavaşlatabileceğini düşünüyor.
Ancak, erken teşhisin etik boyutu da tartışma yaratıyor. ABD Alzheimer Derneği, belirgin semptomları olmayan ancak biyolojik belirteçleri pozitif çıkan bireylere Alzheimer tanısı konulmasını öneren bir kılavuz yayımladı. Bu yaklaşım, hastalığın "biyolojik tanımını" değiştirebilir ve teşhis sürecini daha erken başlatabilir. Ancak, bu kişilerin hiç Alzheimer geliştirmeme ihtimali de göz önünde bulundurulduğunda, erken teşhisin gerekliliği sorgulanıyor.
Sonuç olarak, kan testleri sayesinde Alzheimer teşhisinde büyük bir dönüşüm yaşanabilir. Ancak, bu testlerin hangi hastalara ne zaman uygulanması gerektiği ve erken teşhisin psikolojik ve etik etkileri hala tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bilim dünyası, bu gelişmelerin Alzheimer ile mücadelede nasıl bir rol oynayacağını merakla bekliyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursa 5n1k
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alzheimer teşhisinde yeni dönem!
Alzheimer hastalığının erken teşhisi için kan testleri, tıpta devrim yaratmaya hazırlanıyor. Geleneksel olarak beyin taramaları ve omurilik sıvısı analizleriyle teşhis edilen Alzheimer, artık bir damla kanla belirlenebilir. Ancak, bu gelişme beraberinde etik ve tıbbi tartışmaları da getiriyor.
Alzheimer teşhisinin mevcut yöntemleri oldukça maliyetli ve acı verici olabilir. Birçok hasta sadece bilişsel testler ile teşhis edilmekte, ancak bu testlerin doğruluk payı sınırlıdır. Her yıl teşhis edilen vakaların yalnızca yüzde 2'sinde ileri düzey teşhis yöntemleri kullanılıyor.
Gelişen yeni kan testleri, Alzheimer biyolojik belirteçlerini (özellikle tau ve amiloid proteinlerini) erken aşamalarda tespit edebiliyor. Alzheimer's Research UK'den David Thomas, bu testlerin ucuz, uygulanabilir ve yaygın olarak erişilebilir olması nedeniyle büyük heyecan yarattığını belirtiyor.
ADAPT adı verilen yeni bir çalışma, Alzheimer'a özgü p-tau217 proteininin teşhis için nasıl kullanılabileceğini araştırıyor. Bu çalışma, kan testlerinin klinik uygulamalara nasıl dahil edilebileceğini belirlemek için yürütülüyor. Hangi hastalara ve hangi aşamada test uygulanmalı? gibi kritik soruların yanıtlanması amaçlanıyor.
Bu teşhis yöntemleri, erken aşamada hastalığı yavaşlatabilecek yeni ilaçların geliştirilmesine de katkı sağlayabilir. Yakın zamanda onaylanan lecanemab ve donanemab gibi ilaçlar, Alzheimer'ın erken evrelerinde amiloid seviyelerini düşürse de bilişsel yetenekler üzerindeki etkileri sınırlı kalıyor. Bilim insanları, bu ilaçların daha erken verilmesi durumunda hastalığın ilerlemesini yavaşlatabileceğini düşünüyor.
Ancak, erken teşhisin etik boyutu da tartışma yaratıyor. ABD Alzheimer Derneği, belirgin semptomları olmayan ancak biyolojik belirteçleri pozitif çıkan bireylere Alzheimer tanısı konulmasını öneren bir kılavuz yayımladı. Bu yaklaşım, hastalığın "biyolojik tanımını" değiştirebilir ve teşhis sürecini daha erken başlatabilir. Ancak, bu kişilerin hiç Alzheimer geliştirmeme ihtimali de göz önünde bulundurulduğunda, erken teşhisin gerekliliği sorgulanıyor.
Sonuç olarak, kan testleri sayesinde Alzheimer teşhisinde büyük bir dönüşüm yaşanabilir. Ancak, bu testlerin hangi hastalara ne zaman uygulanması gerektiği ve erken teşhisin psikolojik ve etik etkileri hala tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bilim dünyası, bu gelişmelerin Alzheimer ile mücadelede nasıl bir rol oynayacağını merakla bekliyor.
Kaynak: T24
Volkan Konak'ın eşinin haykırışları yürekleri dağladı
Malezya'da doğal gaz boru hattında yangın çıktı
Altın hırsızları Bursa'da yakalandı!
Bursa'nın Zindankapı'sı, binlerce yıl sonra hayat buldu!
Bakanlıktan orman köylerinde yaşayan ailelere destek
Bursa'da Mehmet Çevik'le bayram coşkusu
Bursa iş dünyasının acı kaybı!
BTÜ Konuşmaları’nın Konuğu Gıyasettin Bingöl Oldu
Kilolarca altın, dolar ve euro! Kuyumcu kuryesini iki kadın soydu!
Bursa'nın göbeğinde ayıplı ürün sorunu!
İstanbul barajlarının doluluk oranı yüzde 80'i geçti
Elazığ'da 14 yaşındaki çocuğun eli çapa makinesine sıkıştı
Bursa'da bir aşık hikayesi! Kavuşmaları mahşere kalınca türkülere sığındı...
Balyozla duvarı kırıp, 650 bin lirayı çuvala doldurup kaçtı!
Zonguldak'ta ruhsatsız 6 maden ocağı kapatıldı