Selim Yedikardeş; “Bizim Çatımız DOSAB'tır, DOSABSİAD’tır…!

PINAR YENİYİĞİT RÖPORTAJI

İletişimdeki aktif kimliği ile dikkat çeken, başarılı bir iş insanı,  dünyanın dört bir yanındaki gelişmeleri birebir takip eden ve de akılcı projeleriyle bilinen etkin bir sanayicidir SYK Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selim Yedikardeş …

Onu anlatırken direkt şu ifadenin altını çizmek yerinde olur;

 ‘Üretmek onun DNA’larında var’…!

Babası Sabahattin Yedikardeş öncülüğünde girişimci bir aileden gelen, ekonomiye dair öngörülerini sürekli takip ettiğim ve de yakın gelecek tahminlerinde yanıldığına hiç rastlamadığım ender kimliklerdendir Selim Yedikardeş…

Uzunca bir süre siyasetin içinde de yer alan, sivil toplum oluşumlarındaki çalışmalarıyla da taktir toplayan bir Bursa ve Bursaspor sevdalısıdır…!

Doğru zamanda doğru projeleri yaşama geçirebilme gibi mühim bir özelliği de vardır Yedikardeş’in…!    

Yaşadığı kente katma değer sağlayan örnek simalardan olan Selim Yedikardeş’in Bursada Bugün’de moderatörlüğünü üstlendiğim Fİ Kelam’da ağırladım Selim Yedikardeş’i…!

Baş döndürücü gelişmeleriyle ekonomiyi, her daim tansiyonu yüksek siyaset arenası ve enine boyuna Bursa’yı konuştuk Kendisiyle…   

Bursa’da üretim için “TEKNOSAB’ı, Badırga’yı, TOGG’u ve GEMPORT’u önemsiyorum” vurgusunu  yapan, pandemiyle mücadelede de gurur kaynağı yerli aşı Turkovac’ın çok çok mühim bir gelişme olduğuna işaret eden Selim Yedikardeş,TÜSİAD’ın yeni ekonomi sistemi ile ilgili değerlendirmelerine katılmadığını da özellikle belirtti ve şu çarpıcı yorumu yaptı;

 “An itibariyle TÜSİAD’ın içinde bulunan iş insanlarının birçoğu 'Aktif Ceo' değil. Şu an benim canım yanıyor. Çünkü buradaki arkadaşların bir çoğu maalesef birilerinin talimatıyla iş yapıyorlar. TÜSİAD bir çatı oluşum değildir. Bizim tek çatımız Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’dir. Ve Bursa’da da DOSABSİAD’tır…”

İşte SYK Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Selim Yedikardeş’in 5N1K sualleriyle, başta ekonomi olmak üzere geride kalan 2021 yılı ve yeni yıl 2022’e dair tespitleri ve daha fazlası….!

GENÇLER ‘TURKOVAC’ DİYOR!

Sn. Yedikardeş  2021’den bize miras yine koronavirüs haberleri kaldı. Ve son dönemde ağırlıklı olarak ekonomik pandemiyi konuştuğumuzu düşünürsek, korona koşullarında üretim için neler söylersiniz?

Koronavirüsün 2020 yılında Türkiye’de görülmesiyle birlikte, diğer ülkelerin uyguladığı önlemleri uygulamaya başladık. Şehir hastanelerimiz sayesinde, birçok Avrupa ülkesinin sınıfta kaldığı pandemi savaşında biz çok başarılı bir mücadele ortaya koyduk. 2021 yılında ise sürece bağışıklık kazandık. Biz de millet olarak temizliğe çok önem veririz. Bir yandan da 2021 yılı içerisinde şükürler olsun ki yerli Türk aşımız üretildi. Yerli ve milli aşımıza ilginin özellikle gençlerde çok fazla olduğunu öğreniyoruz. Yerli ve milli aşıdan sonra da yerli otomobilimiz de bize ciddi bir motivasyon sağlayacaktır. Bu arada kuşkusuz ki pandemi döneminde biz en değerli hazinenin sağlık olduğunu öğrendik.

Turkovac’ın Türkiye ekonomisine katkısı nasıl bir tablo yansıtacak yakın gelecekte peki ?

Bir aşının değeri aşağı yukarı 22 ila 35 dolar arasında…Düşünün artık.

 Aşının bulunmasında, hem laboratuvarlarımızın teknik yönünü, hem de laboratuvarlarımızda görev yapan bilim insanlarının çok başarılı ve  birikimli olduğunu da  anlıyoruz tabii ki. Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü, Amerika Birleşik Devletleri’nin yerleşik şirketidir ve aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü’ndeki 7 üye parayı basan kişilerdir.

KÖTÜ MAL SAHİPLERİ BİZİ EV SAHİBİ YAPTI!

2022 yılı Türkiye ekonomisi için nasıl bir zaman dilimi olacak size göre ?

Faiz talep gördükçe değer gören bir olgudur. Türk siyasetinde de tarihe ’70 cente muhtaç ettiler’ cümlesiyle geçen bir zaman dilimi vardır. 1999-2000 yıllarında Türkiye’de işçi paraları ödenemiyordu. Yıllarca ülke olarak hasta adam muamelesi gördük. Bu uygulamayı bize Çanakkale Savaşı’nda da Kurtuluş Savaşı’nda da yaptılar. 1960’lı yıllarda Devrim Otomobili’ni yaptık ama birileri onu da provoke etti. Şimdi de yerli otomobilimiz için, ‘Yüzde kaçı yerli?’ diye soruyorlar. Ancak asıl mühim olan o otomobili kimin yapıyor? olduğudur. TOGG Ceo’su Gürcan Bey’in aracın sedan modelinin tanıtımını yaparken gözleri yaşarmış, bizleri de ağlatmıştı. Kötü mal sahipleri aslında şu anda bizi ev sahibi yaptı. Devlet tarafından yerli üretimi artırmak amacıyla inanılmaz teşvikler ve krediler de veriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Biz IMF ile ilişkilerimizi bitirdik’ dedi. Bir müteşebbis olarak şunu düşünüyorum; ‘Türkiye’nin bu kadar cari açığı varken bu ilişkin nasıl biter?’ Eğer başka bir finansman tarafında bu açık karşılanıyorsa bu bizi elbette çok mutlu eder ki görünen tablo da bu yönde zaten.

Gelelim yeni formül çerçevesinde ‘Kur Korumalı  ‘TL Vadeli Mevduat’ la düşüş eğilimi gösteren döviz kurlarına…Ne dersiniz bu düşüş kalıcı olacak mı ?

Şöyle soralım o vakit; Dövizin yükselmesiyle oluşacak maddi yüke ne kadar dayanabileceğiz? Kurun aşağı düşmesine rağmen bazı ürünlerde fiyatların  düşmediğini görüyoruz. Örneğin; ihracat yaparken anlaşmalarda dolar 18,20 Türk Lirası iken yukarı yönlü hareket ederse, burada sorun olmuyor. Ve devlet buradan ihracat yapan şirket kâr elde ettiği için yüzde 20 oranında kurumlar vergisi kesiyor. Doların düştüğünü varsaydığımızda, elektrik ve doğalgaz zamlarını da üstüne koyduğumuzda ihracatçı ciddi anlamda zorlanıyor.

TÜRKİYE’NİN AVANTAJLARI ÇOK FARKLI!

Pandemiyle birlikte konteynır fiyatları 2 bin 700 dolarlardan 16 bin dolarlara kadar yükseldi. Dünyada Çin’i ötekileştiren bir bakış açısı hâkim. Çin 2025 yılında Avrupa ve ABD’nin ihracat birincisi olacak. Çin’de komünizm hâkim olmasına rağmen, buradaki üretimlerin çoğunu İngiliz, Alman ve Batı’nın önde gelen emperyalist devletleri üstleniyor. Çin’de bulunan üretim tesislerinin ülkeden çıkıp Batı’ya taşınabilmesi en az 15 yıl gibi bir zaman alır. Türkiye’nin avantajları ise çok farklı. Ancak ülkemizde bir yatırım esnasında greenpeace eylemleri görülüyor. Ancak Çin’de doğalgaz kullanım oranı yüzde 7olmasına rağmen Greenpeace eylemlerini göremezsiniz. Çin’de üretimin yüzde 76’sı kömür ile yapılıyor.

BİZİ TEMSİL ETMİYORLAR!

TÜSİAD’ın yeni ekonomi modeline dair’ Bir an önce dünyada kabul gören bilimin de kabul ettiği sistemlere dönülmeli yönünde bir açıklaması olmuştu. Nasıl yorumluyorsunuz bu açıklamayı?

TÜSİAD yıllar önce güzel işler yapmış olabilir. An itibariyle TÜSİAD’ın içinde bulunan iş insanlarının birçoğu 'Aktif Ceo' değil. Şu an benim canım yanıyor. Buradaki arkadaşlar maalesef birilerinin talimatıyla iş yapıyorlar. TÜSİAD bir çatı oluşum değildir. Bizim tek çatımız Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’dir. Ve Bursa’da da DOSABSİAD’ tır. TÜSİAD’ın başındaki isme saygı duyuyorum ancak, yerli ve milli politikaya karşı çıkmasını da doğru bulmuyorum. Saygı duyuyorum ancak onlar bizi temsil etmiyorlar. Yüksek faizin, herkese zararı dokunur.

PERFORMANS KRİTERİ OLMALI!

Yeni asgari ücret miktarı konusunda bir işveren olarak nasıl bir bakış açısına sahipsiniz peki ?

Bazı siyasiler, asgari ücret açıklanmadan önce 5 bin ila 5 bin 500 TL arasında rakamlar telaffuz etmişlerdi. Yalnız o siyasilerin hiçbirinin belediyesinde bu gibi rakamlar söz konusu değil… İşletmelerde performans kriteri ne zaman doğru bir mantık üzerine kurulursa, işte o zaman işçiye veya çalışana verdiğiniz ücret önemli olmaz. İspanya’da çalışan bir dokuma işçisi 4 bin Euro alırken, ayağında patenle 40 tezgâha bakıyor. Benim dokuma işçim ise şu anda 400 Euro alıyor ancak 8 tezgâha bakıyor.  Öte yandan kanımca sendikalar, Avrupa’daki benzerleri düzeyinde değil. Sadece daha fazla hak talep etmekle sendikal işler yapılmış olmuyor. Burada personele nitelik ve nicelik katacak, bilinçlendirme çalışmaları yapılacak olması önemlidir .

HUKUK UPGRADE EDİLMELİ!

Hukuk bazı konularda upgrade edilmesi gerekiyor. Anayasa değişmesi lazım… Evet! Ancak, içeriğinde iş konusunda hangi adımlar atıldığına da ayrıca bakılmalı. Eskiden karşılıksız çek yazmanın hapis cezası vardı. Bu ceza ortadan kalktığında Ankara’da kamp yapmıştım. Çek Yasası’nda düzenlemeye gidilerek, karşılıksız çek yazmanın önüne geçilmeli. Avrupa’da karşılıksız çek yazabilir misin? Asla…!ABD’nin Tolerado Kenti’ni ziyaret ettiğimizde orada hangardan çıkan ürünlerin gemilere raylı sistemler aracılığı ile  nasıl götürüldüğünü izlerdik. Daha düne kadar Demirtaş OSB bir OSB değildi. Artık TEKNOSAB’a doğru ilerliyoruz. Bu kapsamda Pilot Organize Sanayi Bölgesi de disiplinli bir çalışma içerinde.

YÜK TAŞIMACILIĞI TRENİ İSTİYORUZ!

Bursalı Sanayicilerin üretimi teşvik açısından Hükümet’ten şehir odaklı bir beklentisi var mıdır ?

Bursa’da hizmet akışı noktasında daha birçok şeyin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Hızlı tren konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla projenin belli bir noktaya geldiği bilgisini aldık. Sanayiciler olarak bir de yük taşımacılığı treni istiyoruz. Bursa’nın maalesef bir havalimanı yok. TEKNOSAB’ı, Badırga’yı, TOGG’u ve GEMPORT’u önemsiyorum. Bursa’nın nüfusu 3 milyonun üzerinde… Ve nüfusumuz 4 buçuk milyonu görmeden 5 milyon olacak. TOGG’un batarya fabrikasına 4 bin 500 personel, TEKNOSAB’a 425 bin işçi,  aileleriyle birlikte Bursa’ya gelecek. Bursa’ya gelecek yüzbinlerce çalışan için acilen konut planlaması yapılmalı… Paşaçiftliği’nden Gürsu’ya kadar olan ve ‘Tel altı’ olarak adlandırılan bölgenin de elden geçirilmesi gerekiyor.