Günlük hayatta sıkça duyduğumuz "gemileri yakmak" deyiminin nereden geldiğini biliyor muydunuz? Bakın bu deyimin ardındaki hikaye neymiş…
Dilimiz, gerçek ve mecazi anlamlarıyla zengin bir yapıya sahiptir. Özellikle deyimler, bu mecaz anlatımın en güzel örneklerini sunar.
Günümüzde kullandığımız birçok deyim, geçmişteki gerçek hikâyelerden doğarak zamanla dilimize yerleşmiştir.
Bu deyimlerden biri de "gemileri yakmak."
Savaş zamanı ortaya çıkan ve günümüzde deyim olarak kullanılan “gemileri yakmak” bakın ne anlama geliyormuş.
“GEMİLERİ YAKMAK” DEYİMİNİN HİKAYESİ
Rivayete göre; ünlü İslam komutanı Tarık bin Ziyad, Cebeli Tarık boğazından geçerek İspanya’ya ulaşmış ve burada büyük bir meydan okumayla karşılaşmıştır.
İspanya kralının yüz bin kişilik ordusunun hazırlık yaptığı yönündeki haberler, Tarık ve askerlerinin arasında paniğe yol açmıştır.
Durumu kontrol altına almak için Tarık bin Ziyad, tüm askerlerini yüksek bir tepeye çıkarmış ve birkaçını da gemilerin yakılması için görevlendirmiştir.
Askerlerinin geriye dönüş korkusunu ortadan kaldırmak amacıyla gemilerin alev alev yanışını izleyerek, cesurca şu mesajı vermiştir: “Artık geriye dönüşümüzün bir yolu yok. Ya savaşırız, ya da ölürüz.”
Bu tarihi an, İslam ordusunun savaşma kararlılığını simgelerken, aynı zamanda Endülüs Emevi Devleti’nin temellerinin atılmasına zemin hazırlamıştır.
Günümüzde sıkça kullandığımız “gemileri yakmak” tabiri de buradan gelir.