MERVE DENİZ EKİCİ / BURSADA BUGÜN
Günümüzde artan intihar vakaları sebebiyle bu durumun önlenebilirliğinin, destek yöntemlerinin ve analiz etme yollarının olup olmadığı merak konusu oldu. Konu hakkında Bursada Bugün'e açıklamalarda bulunan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevzat Çamlı, "İntihar düşüncesi ciddi bir sağlık sorunudur ve önlemek mümkündür. Bireyin erken dönemde destek almasını sağlamak çok önemlidir. Bu duruma meyilli kişilerin davranışları bizlere önemli ipuçları verebilir" ifadelerini kullandı.
"BİREYİN ERKEN DÖNEMDE DESTEK ALMASINI SAĞLAMAK ÇOK ÖNEMLİDİR"
İntihar düşüncesini önlemenin mümkün olduğunu dile getiren Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevzat Çamlı, "Kişiyi intihar düşüncesine ya da girişimine sürükleyen risk faktörlerini her zaman öngörmek ve tanımak mümkün olmasa da böyle bir durumda olan birine destek sağlanabilir. İntiharın ne düşünce ne de davranış olarak normal ve sağlıklı bir durum olmadığını, genellikle ruhsal bozuklukların ya da zorlayıcı yaşam olaylarının bir sonucu olarak ortaya çıktığını biliyoruz. Elbette herkesten bu duruma neden olan etmenleri tanımasını ve riski öngörmesini bekleyemeyiz. Bu görev, ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlara bırakılmalıdır. Ancak, intihar düşüncesinde olan biriyle karşılaşıldığında neler yapılabileceği ve nasıl önlem alınabileceği sorusuna cevap verebiliriz. Öncelikle, bireyin erken dönemde destek almasını sağlamak ve çevresindekilerin farkındalığını artırmak çok önemlidir" ifadelerini kullanarak intihar riskini azaltmak ve olası bir girişimi öngörüp önlem almak için yapılabilecekleri konu başlıkları halinde açıkladı.
Dr. Çamlı, "Ruh sağlığı farkındalığını artırmak: Risklerin her zaman öngörülemeyeceğini konuşmuştuk. Bu bağlamda, intihar düşüncesi hakkında bilgi sahibi olmayabiliriz, ancak bir kişinin psikolojik olarak iyi olmadığını fark etmek daha olasıdır. İşte bu noktada, kişilerin psikolojik problemlerini paylaşmaları ve psikiyatri ya da psikolojik destek almaları konusunda cesaretlendirilmeleri çok önemlidir. Destekleyici bir sosyal çevre: Kişinin yakın çevresi, intihar düşüncesine dair sinyaller aldığında, bu kişiye sevgi, anlayış ve destekle yaklaşmalıdır. Bu destek, kişinin yalnız olmadığını hissetmesine yardımcı olabilir. Tedaviye erişim: Depresyon, kaygı bozukluğu, duygudurum bozuklukları, psikoz ve diğer ruh sağlığı bozuklukları tedavi edilebilir. Bu tedavilerin, intihar riskini azalttığı bilinmektedir. Bu nedenle, çekince, endişe ve korku duymaksızın, bu kişilerin tedaviye erişimi sağlanmalı ve onlara gerekli destek verilmelidir. Kriz dönemlerinde hızlı müdahale: Kişinin kriz dönemlerinde bir psikiyatri uzmanına başvurması ve gerekirse hastane, kolluk kuvvetleri ya da yerel yönetimler gibi kurumsal birimlerden destek alınarak bu sürecin yönetilmesi büyük önem taşır" şeklinde intihar riskini azaltmaya yönelik yöntemleri derledi.
"KİŞİ İNTİHAR DÜŞÜNCESİNİN RAHATSIZ EDİCİ OLDUĞUNUN FARKINDAYSA BİR UZMANA BAŞVURMALI"
Kişinin intiharı düşündüğü ve bu konunun rahatsız edici olduğunu anladığı takdirde yapılacaklar konusunda değerlendirmelerde bulunan Dr. Çamlı, "Eğer kişi intiharı düşünüyor ve bunun kötü ya da rahatsız edici olduğunun farkındaysa, yapacağı ilk şey mümkün olan en kısa sürede profesyonel yardıma başvurmak olmalıdır. İntihar düşüncesinin çoğunlukla bir ruhsal bozukluk durumuna ya da zorlayıcı yaşam olaylarına bağlı olarak ortaya çıktığını belirtmiştik. Genellikle bu durumlar bir süreç içinde gelişir ve intihar düşüncesi de bu sürecin sonucunda, kişinin kontrolü dışında ortaya çıkar. Ruhsal bozukluklarda ortaya çıkan birçok rahatsız edici düşünce gibi, intihar düşüncesinden de kişinin destek alarak kurtulması mümkündür. Bir uzmana başvurmak: Psikiyatrist veya psikolog ile yapılan görüşmeler, bireyin kendini daha iyi anlamasına ve sorunlarına daha sağlıklı çözümler bulmasına yardımcı olur. Düşünceleri paylaşmak, bu durumda büyük önem taşır. Bir dost, aile üyesi veya terapistle düşüncelerini paylaşmak, kişinin içsel yükünü hafifletir ve sosyal destek sağlar. Düşünceleri sorgulamakta çözümlerden bir tanesidir. Kişi, intihar düşüncelerinin geçici olduğunu ve çözüm yolları bulunduğunu fark ederse, bu düşüncelerin etkisi azalabilir. Zihinsel dikkat dağıtıcı teknikler de bu süreçte faydalı olabilir" açıklamalarında bulundu.
"MEYİLLİ KİŞİLER, DAVRANIŞLARI VE DUYGUSAL DURUMLARIYLA İPUCU VEREBİLİR"
Bir kişinin intihara meyilli olduğunu anlamanın bazı ipuçları olduğunu belirten Dr. Çamlı, "İntihara meyilli bir kişinin davranışları, duygusal durumu ve söyledikleri, bu konuda önemli ipuçları verebilir. İntihar düşüncesinin çoğunlukla depresyon, takıntı hastalığı, duygu-durum bozukluğu, psikoz ya da tetikleyici bir yaşam olayının ardından ortaya çıkan akut stres tepkisi gibi ruhsal bozuklukların sonrasında geliştiğini biliyoruz. Bu nedenle, ruhsal hastalığı olan, olabileceği düşünülen, tedavi gören, tedaviyi bırakan ya da tedaviye rağmen yakınmaları artan kişilerde intihar riskinin var olabileceği düşünülmeli ve bu kişilerin en kısa zamanda destek ya da tedavi alması sağlanmalıdır" şeklinde açıkladı. Dr. Çamlı, "Kişi, çaresizlik duygusu yaşayabilir, yani "Hiçbir çıkış yolu yok" veya "Kimse bana yardım edemez" gibi ifadeler kullanabilir. İçe kapanma durumu yaşayabilir. Sosyal aktivitelerden çekilme ve konuşmayı azaltma gibi davranışlar sergileyebilir. Davranış değişiklikleri, iştahsızlık, uykusuzluk, riskli davranışlarda bulunma ya da alkol veya madde kullanımında artış görülebilir. Vedalaşma, eşyalarını dağıtma ya da vedalaşmaya yönelik konuşmalar yapma gözlemlenebilir" açıklamalarıyla intihara meyilli kişilerin sergileyebilecekleri davranış ipuçlarını açıkladı.
DR. ÇAMLI UYARDI! BU DÜŞÜNCESİ OLAN KİŞİLERE EMPATİK YAKLAŞMAK ÇOK ÖNEMLİDİR
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nevzat Çamlı, intihar düşüncesi olan kişilere duyarlı ve empatik yaklaşmanın çok önemli olduğunu vurguladı. Dr. Çamlı, "Öncelikle, bu tür bir durumla karşılaşan birine yaklaşırken, empati göstermek ve onları yargılamadan dinlemek oldukça önemlidir. Bu, güven ortamı oluşturur ve kişinin hissettiği acıyı hafifletir. Açık ve dürüst bir iletişim kurmak da kritik; intihar düşüncelerini dile getirdikleri için onlara teşekkür etmeli ve bu konuşmanın ne kadar değerli olduğunu vurgulamalıyız. Destekleyici bir ortam yaratmak, kişinin kendini güvende hissetmesini sağlar. Ayrıca, profesyonel yardım almanın önemini belirtmek ve onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek çok önemli. Eğer kişi yardıma açık görünüyorsa, somut adımlar önermek faydalı olabilir; örneğin, bir terapistle randevu almayı teklif edebilir veya birlikte gitmeyi önerebiliriz. Kişinin yakınlarına ve arkadaşlarına destek olma konusunda bilgi vermek, iyileşme sürecinde kritik bir rol oynar. Acil durumlar için, kendine zarar verme veya intihar riski taşıyan bir kişi varsa, hemen profesyonel yardım almaları gerektiğini vurgulamak da hayatidir. Bu süreçte sabırlı olmak, destek vermek ve her zaman yanlarında olduğumuzu hissettirmek çok önemlidir. Unutmayalım ki, doğru destek ve iletişimle, kişinin iyileşme yolculuğuna yardımcı olabiliriz; bazen en basit bir destek bile büyük fark yaratabilir" şeklinde konuştu.
İntihar riski olan bir kişiye basit desteklerle bile yardımcı olunabileceğini vurgulayan Dr. Çamlı, "Empati kurmakla işe başlayabiliriz. Kişiyi anladığınızı hissettirmek ve onu dinlemek, kendisini değerli hissetmesine yardımcı olur. Bu aşamada, kendini çok değersiz ve çaresiz hisseden birinin anlaşıldığını fark etmesi, ona yapılabilecek en iyi şeylerden biridir. Anlattığı şeyleri yargılamadan dinlemek, "Böyle düşünmemelisin" gibi ifadelerden kaçınmak, bunun yerine "Neler hissettiğini anlamak istiyorum" gibi açıklamalar kullanmak daha faydalı olabilir. Destekleyici bir dil kullanarak, "Bu durumu aşmak için birlikte çalışabiliriz" gibi olumlu ve cesaret verici sözler kullanmak yardımcı olur. Profesyonel yardıma yönlendirmek, "Bir uzmandan yardım almak sana iyi gelebilir, istersen birlikte bir randevu ayarlayabiliriz" gibi bir yaklaşım, kişiyi ikna etmede etkili olabilir" açıklamalarıyla kişiye yaklaşımların nasıl olması gerektiğini anlattı.
TEDAVİ İÇİN KİMLERE BAŞVURULMALI?
Dr. Çamlı, "Tedavi için ilk başvurulması gereken kişiler ruh sağlığı uzmanları, yani psikiyatristler ve klinik psikologlardır. Gerekirse aile hekimi veya bir sağlık kuruluşu aracılığıyla da yönlendirme yapılabilir. Ciddi vakalarda, acil psikiyatri servislerine başvurmak gerekebilir. Ülkemizde genellikle 112 Acil Yardım hattı aracılığıyla en yakın sağlık kuruluşunun acil servisine yönlendirme yapılır ve ilk müdahale bu şekilde sağlanır. Tedaviye başlamadan önce bireyin durumu değerlendirilir ve gerekirse yatış sağlanarak ya da ayaktan yakın izlem yoluyla tedavi planı yapılır" şeklinde konuştu.
"İNSANLAR GEÇMİŞ YILLARA GÖRE YARDIM ARAMAYA CESARET EDEBİLİYOR"
Geçmiş yıllara göre insanların yardım aramaya cesaretlerinin arttığını belirten Dr. Çamlı, "İstatistiklerle kafa karıştırmadan kısaca söylemek gerekirse, son yıllarda toplumda ruh sağlığı farkındalığının artması ve insanların bu konuda daha fazla destek araması, yardım taleplerinde artışa yol açmıştır. İntihar düşüncesiyle yardım arayan insan sayısında da genel bir artış gözlemlenmektedir. Bu artışın nedenlerinden biri, ruh sağlığı ve intihar konusundaki toplumsal damgalanmanın azalmasıdır. Artık daha fazla insan, duygusal ve zihinsel sağlık sorunlarını paylaşmaya ve profesyonel yardım aramaya cesaret edebilmektedir. Özellikle gençler arasında, sosyal medyanın etkisiyle bu konular daha açık bir şekilde tartışılır hale gelmiştir. Farkındalık kampanyaları ve eğitim programları da bu artışta önemli bir rol oynamaktadır. Birçok ülkede, intihar ve zihinsel sağlık sorunlarına yönelik farkındalık çalışmaları, insanların destek hizmetlerine başvurma oranlarını artırmıştır" dedi.
Ayrıca Dr. Çamlı, küresel ekonomik ve toplumsal sorunların, savaşlar, doğal afetler ve pandemi gibi birçok faktörün stres, depresyon, kaygı ve yalnızlık duygularını tetikleyerek intihar ile ilgili yardım arayan kişilerin sayısında genel bir artışa yol açtığını dile getirerek, "Özellikle COVID-19 pandemisi, bu durumu daha belirgin hale getirmiştir. Pandemi sürecinde yalnızlık, belirsizlik, ekonomik zorluklar ve sağlık endişeleri, birçok insanın zihinsel sağlık sorunlarını tetiklemiş, bu süreçte intihar düşünceleriyle başvuran kişilerin sayısında artış yaşanmıştır. Bununla birlikte, her toplum ve ülkede durum farklılık gösterebilir. Genel olarak dünyada yardım arayan insan sayısında artış olduğu gözlemlense de, bu durumun ülke ve bölge bazında farklılık gösterebileceği unutulmamalıdır. Yine de bu, olumlu bir gelişme olarak da değerlendirilebilir; çünkü insanlar artık daha fazla yardım aramaya ve ruhsal sorunlarını paylaşmaya istekli hale geliyorlar" ifadelerini kullandı
"İNTİHARI KONUŞMAK, O KİŞİNİN DUYGULARINI PAYLAŞMASINA VE DESTEK ALMALARINA YARDIMCI OLABİLİR"
İntihar hakkında doğru bilinen pek çok yanlış olduğunu dile getiren Dr. Çamlı, "İntihar davranışı hakkında toplumda birçok yanlış bilgi ve yanlış anlama mevcuttur. Sıkça karşılaşılan yanlışlardan biri, intihar hakkında konuşmanın, intihar düşüncesini teşvik edeceğine dair inançtır. Oysa bu doğru değildir; aksine, intiharı konuşmak, bir kişiye yardım etmenin önemli bir yoludur. İntihar düşünceleri olan biriyle bu konuda konuşmak, onların duygularını paylaşmalarına ve profesyonel destek aramalarına yardımcı olabilir. Bu tür konuşmalar, kişiye önemsendiğini ve yalnız olmadığını hissettirebilir. Doğru bilinen diğer yaygın yanlış, intihara meyilli olan insanların her zaman dışarıdan belli olacağıdır. Gerçekte, bu insanlar her zaman belirgin işaretler göstermez. Duygusal acıyı saklayan birçok kişi, dış dünyaya güçlü ve dengeli görünmek için çaba gösterebilir. Bununla birlikte, intihar eden insanların yardım istemediği düşüncesi de yanlıştır. İntiharı düşünen insanlar genellikle yardım isteme sinyalleri verir. Bu sinyaller doğrudan olmasa bile, çaresizlik, umutsuzluk veya değersizlik hissettiklerini ifade edebilirler. Bu nedenle, kişinin sözlerine ve davranışlarına dikkat etmek büyük önem taşır.
"İNTİHAR SADECE DEPRESYONLA İLİŞKİLİ DEĞİLDİR"
Dr. Çamlı, "Bir kez intihar düşüncesine kapılan kişinin bunu sürekli olarak yapacağına dair yanlış bir inanç daha vardır. Ancak, bu düşünceler uygun tedavi ve destekle ele alınabilir ve kişi sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Bir başka yanlış algı ise intihara kalkışanların yalnızca dikkat çekmek istedikleri yönündedir. Bu, çok tehlikeli bir yanlış anlamadır. İntihar girişiminde bulunan kişiler genellikle dayanamayacakları bir acıyı hafifletme çabasındadırlar. Dikkat çekme ya da ilgi görme isteği değil, acılarını sonlandırma arzusu bu davranışı yönlendirir. Son olarak, intiharın sadece depresyonla ilişkili olduğu düşüncesi de doğru değildir. Farklı zihinsel sağlık sorunları, travmalar veya yoğun stres durumları da intihara yol açabilir. Bu nedenle, intihar düşüncesi olan birine empatiyle yaklaşmak, onları dinlemek ve profesyonel yardım almalarını teşvik etmek çok önemlidir. İntihar ciddi bir sağlık sorunudur ve yardım aramaktan çekinilmemelidir" açıklamalarında bulundu.