Geçmişten günümüze ehram

Giyim, kuşam kültürü toplumları birbirinden ayıran unsurlardan birisidir. İnsanoğlu öncelikle iklim koşullarından korunmak amacı ile örtünmeye başlamış zamanla estetik ve güzellik kavramlarıyla giyim, topluluklar içerisinde kendi kültürlerinin oluşmasına ortam hazırlamıştır. Toplumsal alanda statü sembolü, bireylerin medeni hallerinin belirteci, birçok mesleğin işareti, farklı sınıfların, makam ve rütbelerin belirleyicisi, toplumların sosyal ekonomik ve kültürel ayrıştırıcısı olmuştur.

Haber Giriş Tarihi: 24.12.2023 13:08
Haber Güncellenme Tarihi: 24.12.2023 13:08
https://www.bursa5n1k.com

Türkiye’de, zengin bir kültür çeşitliliğinin yanı sıra, aynı dönemde farklı iklimlerin görünmesi de giyimde farklılık göstermesine neden olmuştur. Sıcak bölge insanları ister istemez kendilerini serin tutacak ince pamuklu dokumalardan elbiseler yapıp giyerlerken, soğuk bölge insanları da kalın yünlü kumaşlardan elbiseler yaparak giyinme zorunluluğunu duymuşlardır. Erzurum’un giysileri genellikle kalın yünlü kumaşlardan, kadifelerden ve buna benzer çeşitli kumaşlardan yapılmaktadır.

Erzurum yöresinde, coğrafi yapı ve iklim şartları nedeniyle hayvancılıkla uğraşılmaktadır. Uzun ve sert geçen kış günlerinde soğuktan korunmak için kadınlar yünden dokunan ehrama büğünmüşler. Fakat değişen zamanla, değişen giyim modasıyla; bu geleneksel kıyafette unutulmaya yüz tutmuş geleneksel sanatlarımız arasında yerini almaya başlamıştı. Türkiye genelinde kurulan Olgunlaştırma Enstitüleri sayesinde ehram yeniden modernize edilerek gün yüzüne çıkarıldı.

İşini severek, en ufak ayrıntısına kadar ilgilenen Erzurum Olgunlaştırma Enstitüsü Müdiresi Fatma Taşbaşı ve ekibi, başta ehram olmak üzere Erzurum yöresine ait geleneksel sanatları Erzurum Olgunlaştırma Enstitüsü yaşatarak gelecek nesillere aktarıyorlar.

İşini aşkla ve büyük bir özveriyle yapan Erzurum Olgunlaştırma Enstitüsü Müdiresi Fatma Taşbaşı  ehramı en inçe ayrıntılarına kadar anlattı.

Fatma Hanım ehram nedir? Ehramın geçmişi ne zaman dayanıyor?

Ehramın, kökeni Arapçadan, ihramdan geliyor. Bürünme örtünme anlamında. İhram, bizde yöresel ağızda ehram olarak geçiyor. Coğrafi işareti de ehram olarak alındığı için bizde ehram diyoruz. Ehram Erzurumluların bürünme örtüsüdür. Annelerimizin, anneannelerimizin zamanında kalma 200 yılık bir geçmişi var. Ehramı tamamen yünden elde ediyoruz. Yünde herhangi bir katkı maddesi yok. Koyunun kendi doğal yün renginden elde ediliyor. Tararken, tonlamalarıyla farklı tonları oluşturulduğu bir dokumadır. Ehram, maalesef kayıp olmaya yüz tutmuş sanatlar arasında. Eskiler bürünüyordu. Ama şimdi geçler, bizler de dahil olmak üzere kullanılmıyor. Bu bizim için önemli bir gelenek ve bunu bizim canlandırmamız gerekiyordu.

Şuan olgunlaşma enstitüsü orijinal haliyle mi dokunuyor? 

Evet. Ehramı kendi haliyle dokuyoruz. Bunun yanı sıra kumaş olarak ta dokumaya başladık. İnsanlar bunu günlük kıyafetlerinde kullansınlar, aksesuarlarında uygulayabilsinler ya da dekoratif örtü amaçlı kullanabilsinler diye günümüze uyarlıyoruz.

Böyle bir proje nasıl başladı?

Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin 2019 yılında Türkiye Dokuma Atlası projesini başlattı. Burada Türkiye genelinde, Anadolu’daki yöresel dokumalarımıza orijinal şekilde gün yüzüne çıkarmak, aslına uygun bir biçimde yaşatmak ve tanıtmaktı. Olgunlaşma enstitüsü amacı, bulundukları yörenin geleneksel el sanatlarını, giyim kültürünü araştıran, aslına uygun bir şekilde yapan ya da onu modernize eden, aynı zamanda nitelikli eleman yetiştiren eğitim kurumlarıdır. Bizde ehramı sunduk ve ehram kabul edildi. Hatta ehram, orijinalliğini kayıp etmemiş dokumalar arasında. Böyle bir misyonumuz olduğu için bizimde burada birinci önceliğimiz ehram. Ehramı yaşatmak ve gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarabilmek.

Ehram sadece Erzurum’a özgü mü Anadolu’nun farklı yörelerinde de kullanılıyor mu?

Hayır, sadece Erzurum’a özgü değil.  Bayburt, Kars, Ağrı’nın bir kısmın da, Erzincan, Sıvasın bazı köylerinde de kullanılan bir dokuma.

Coğrafi işareti aldığınızı söylediniz.  Coğrafi işret olarak Erzurum’a ait bir dokuma diyebiliriz coğrafi işareti ne zaman alındı?

Evet, coğrafi işareti Erzurum’dan alındı. 2011 yılında coğrafi işareti ve mahreci de alındı. Gecen sene de Bayburt aldı. Ehram aynı ise neden iki farklı şehir aldı? diye soracak olursanız; sadece ölçü farklı. Bayburt ehramı, Erzurum ehramına göre birazda daha büyük.

Erzurum ehramın ölçüsü ne kadar?

Erzurum ehramı 2 metre 30cm

Tamamen aslına uygun ve doğal yönlerle ehramı dokuyorlar

Ehramın ana maddesinden söz ediniz. Dokuma kısmına gelecek olursak. Ehramı nasıl dokuyorsunuz?

Yünü kirli yapağı halde alıyoruz. Ehramda, koyunyününün bütün kısmını kullanamıyoruz. Sadece karın kısmındaki yünü kullanıyoruz. Bu da yapağın üzerindeki en kalite yün. En uzun, en ince, bükülebilen kıvamda olan bölge karın kısmındaki tarafıdır. Diğer taraftaki yünleri farklı ürünler için kullanıyoruz Burada en çok dikkat ediğimiz şeylerden bir tanesi; yünün o sene içerisinde kırpılmış olması. Malumunuz koyunlar haziran ve temmuz başları gibi kırpılır. Biz, o esnada gidip yünlerimizi seçiyoruz. Usta öğrencilerimiz, dere kenarına gidiyor geleneksel yöntemlerle tokaşlayarak yıkıyorlar. Yıkanıp kurutuluyor, çırpılıyor. Tekrar yıkanıp, tekrar kurutulup çırpılıyor. Bu olay en az üç kere tekrarlanıyor. Çünkü yünü doğal yıkıyoruz. Yünün dokusunu bozmamak için, kimyasal bir şey kullanmıyoruz. Eğirirken yünün kalitesini düşürmemek adına sadece su ile tokaşlayarak yıkıyoruz. Ondan sonra tarıyoruz. Tararken şöyle bir şeye dikkat ediyoruz; bu aşamada ustamız aynı zamanda tonlamalar yapıyor. Sadece siyah yapacaksak siyah koyunun rengini tek renkle tarıyor. Ama şekeriboz dediğimiz bir tekniği kullanıyoruz. Gri bir ton elde etmek istiyorsak, siyah yünlerle beyaz yünü aynı anda tarıyoruz. Bu sadece yaptığımız o ehram için geçerli, başka ehramda o tonu tutturamıyoruz. Yani tek ürün tek renk olmuş oluyor. El işçiliği olduğu için. Tarandıktan sonra teşir dediğimiz eğirme aletiyle eğirme işlemi yapıyoruz. Bu bizim yörede teşir başka yörelerde kirman, bazı yörelerde iğ deniliyor. Eğirme aletiyle ustalarımız eğiritikden sonra, sıcak su ile haşlama işlemi yapılıyor. Ondan sonra çiriş dediğimiz bir otla çirişleme yapılıyor. Bu otun kökünden elde edilen yapışkan malzeme ile çiriş malzemesini suda muhallebi şekline gelecek kadar kaynatıyoruz. Elde ediğimiz iplikleri içine koyuyoruz. Daha sonra çıkartıp uzatıyoruz. Bir gün ya da iki gün uzatma şeklinde bekliyor. Çünkü yün çok dayanıklı bir malzeme değil. Çiriş işlemiyle dayanıklı hale getiriyoruz. Yani apreleme yapıyoruz. Bekledikten sonra tezgâha atıyoruz. Tezgâhta dokunuyor. Bunu da tamamen eski yöresel tezgâhlarda dokunuyor.

Ehram rengi ve desenleri ile kadının kimliğini ortaya koyuyor

Renklendirmeye gelecek olursak. Kök boyadan yapıyorsunuz. Kök boyayı da siz mi yapıyorsunuz.

Kök boya ile boyama bizim bir projemiz enstitülülerimiz bünyemizde tema ve proje kapsamında ustalarımız çalışıyor. Bizim 2020 yılında başlatmış olduğumuz bir proje var; doğadan doğala bürünelim diyelim. Burada ehramı hem doğal haliyle hem de doğadan elde ediğimiz renklerle ehrama yeni bir boyut kazandırdık. Birinci hedefimiz bu yöredeki endemik bitkileri kullanarak kök boya yapmak. Kendi yöremizde eskiden beri kök boya kullanılıyordu. Yine biz büyüklerimizden öğrendiğimiz renklendirme tonlarıyla soğan kabuğu, ceviz, efelik otu ceviz yaprağı,  sığır kuyruğu bitkisi gibi bir çok bitkiyi bir araya getirerek tonlamalar elde ettik. İpliği boyayarak ehrama yeni bir doku kazandırdık. Aynı zaman da ecoprint tekniği ile Erzurum’daki bitkilerle doğal baskı yapıyoruz. Bitkilerin dokusu deseni ehram üzerine işleniyor.

Renklerin bir anlamı var mı? Renk olarak kaç çeşit ehram var?

Koyunyünü ile elde ediğimiz orjinal renkler.  Temelde dört renktir; beyaz, şekerboz, mor ve siyah. Şekeriboz dediğimiz esmer şekerden adını alır. Mor dediğimiz aslında kahverengidir. Ama mor koyundan elde edildiği için o isimle hitap ediyoruz. Beyaz ehramı daha çok yeni gelinler ve bekar kızlarımız kullanır. Bekar kızlarımız çok fazla bürünmezler, yüzlerini kapatmazlar. O kızımızın bekar olduğu göstermek amaçlıdır. Yeni gelinler yüzlerini de kapatırlar. Şekeriboz ehramı, çocukları küçük anneler kullanırlar. Mor ehramı orada yaşın üstündeki annelerimiz kullanır. Siyah ehramı da eşleri vefat etmiş kadınlarımız kullanır. Ehram bizim için önemli bir kimlik. Bu bir sosyal bir kimliktir. Yani bir hanımefendi sokağa çıktığı zaman siyah ehramlı ise onun eşinin vefat ediğini anlıyoruz. Bir anı anlatayım; kıymetli bir büyüğümüz anlatmıştı.  Derdi ki benim büyükbabam dışarı çıktığı zaman babaannemin çok fazla yanında gezdirmezdi. Özelikle siyah ehramlı kadın gördüğü zaman babaannemden çok ileri giderdi.  ‘O hanım efendi eşini kayıp etmiş. Bizi yan yana görürse üzülür. Onun yüreğine dokunmasın’ diye. Bu kadar da hassas bir toplumuz. Ehramın üzerindeki desenlerde hepsinin birer ismi birer hikayesi var hem de birer anlamı var. Ehramın renkleri kimliği gösteriyor desenlerde o hanımın sosyal statüsünü gösteriyor. Eğer desenler çok yoğun ve saat kordonu gibi özellikli desenler kullanılmış ise;  o gelinin bir konak gelini olduğunu anlıyoruz. Desenler küçüldükçe orta hali bir ailenin gelini veya kızı olduğu anlaşılıyor.

Beşikten mezara kadar ehram

Gelin almada kullanılan hangisi oluyor?

Gelin çıkarmada beyaz ehram kullanılır.  Gelin hanım baba evinden çıkar, damat evine geldiği zaman tam damadın kapısından geçerken damadın kapısın üstüne ehram gerilir.  Damat bey yüksekçe bir yere çıkar, eline elma alır. Gelin hanım ehramın altında geçerken damat gelin hanımın başına elma atar.  Geline isabet etirmeye çalışır. Elmayı gelin hanımın başına isabet ettirirse gelin hanıma sözü geçecektir. Yok eğer isabet ettiremezse vay geldi o damadın başına. Her bayanın mutlaka sandığında beyaz ehramı ve mor ehramı olur. Bu bir gelenektir. Bunun yanı sıra siyah ehramı da olur. Gelin hanım damat beyin evine gittiği zaman; çeyiz olarak da kayınvalidesine, görümcesine eltilerine ehram sunar. Ölünceye kadar ehramını saklar. Annelerimiz bunu tembihler, vefat ettiğimde ehramımı benim üstüme örtün diye. Tabutunda üstü örtülür taki kabre gidene kadar.  Kabir açılır mefta kabre konulana kadar ehram mezarlığın üstüne açılır.

Ehram günümüzde nasıl kullanılır sizler neler yapıyorsunuz?

Geleneği yaşatıyoruz. Ama geleceğe nasıl aktaracağız? Gençler ehramı kullanmıyor sevmiyorlar. Ama bu geleneksel el sanatı yaşatmalıyız. Bizim burada önceliklerden bir tanesi; evet ehramı kendi geleneksel renklerle korumak. Ama bunu kök boyalarla renklendirmek, gençlere bunu sevdirmek. Giyim kültüründe yaygın hale getirmek. Projelerimiz için de hanımefendiler için ceketler, etekler, kaplar, yelekler, kullanabilecek bütün aksesuarlarda ehramı kullandık ve sağlıklı sonuçlar elde ettik. Aynı zamanda kök boyayla boyadık. Hem modern tasarımlarla, günümüz çizgilerle tasarımcı arkadaşlarımız tasarlayarak, üretimdeki arkadaşlarımızda çok güzel koleksiyonlar oluşturdular. Giyim  kültüründe her alanda kullandık. Şundan da bahsetmeliyim, Milli Eğitim Bakanlığımız olgunlaşma endüstriler için bir marka oluşturdu. Bir markamız var. Markamızın ismi bohça. Bu bohça markamızda olgunlaştırma endüstrilerinde seçilen ürünler orada satışa sunuluyor. Türkiye genelindeki bütün olgunlaşma endüstrilerinden seçilen özel ürünler orada satışa sunuluyor. Erzurum olgunlaşma endüstrisinde de ehram, kilim ve Oltu Taşı satışa sunuldu. Biz hem bohça mağazamız için hem de kendi bünyemizde koleksiyonlar oluşturup ürünler gönderip satışlar gerçekleştiriliyor. Bu giyim kültürü için yaptıklarımız. Bunun yanı sıra dekoratif olarak ev aksesuarlarında kullanıyoruz. Sehpa örtüsü, yatak örtüsü ya da abajur işlemesi varıncaya kadar birçok alanda kullanıyoruz. Aksesuarlarda kullanıyoruz. Bayanlar için çantalar, ajanda kılıflar, yaygın bir yelpaze oluşturuyoruz. Hem o doğallığı insanlar hissetsin hem de günümüz hızlı yaşam içerisinde rahatlıkla kullanıla bilisin diye. Bunu yaparken yaptığımız her ürününde Türk patatenti kurumuna sunarak tescilini alıyoruz. Her ürünümüzde tescillenmiş olunuyor. Misafirlerimiz tescilli ürün kullanmış olunuyor. Bu bütün Türkiye’deki olgunlaşma endüstrileri için geçerli

Erkekler için neler yapıyorsunuz?

Erkekler için de yelekler yapıyoruz, modern montlar yapıyoruz, ceketler yapıyoruz. Çokta beğeni alıyoruz. Çokta güzel kullanılıyor. Kravat çalıştık ama çokta verim alamadık. Pantolon detaylarında kullandık. Kasketler yaptık. Kumaş kaşe kullanarak kırk yama tekniği kullanarak ya da tek sadece ehramı kullanarak kasketler yaptık.

BURSA 5N1K/ M. SERKAN YAVUZ