Aydın'ın Didim ilçesinde yaşayan Recep K., 9 yaşındaki otizmli çocuğunu konuşma ve tuvalet eğitimi alması için mayıs ayında Beylikdüzü'ndeki özel bir merkeze yatırdı.
Baba ve babaannesi, İstanbul'dan uzakta oldukları için, haftada bir gün çocuklarıyla cep telefonu aracılığıyla görüntülü konuşuyordu.
Yaptıkları görüşmeler sırasında son dönemde oğullarının zayıfladığını fark edip durumdan şüphelenen aileye bakım merkezi "yemek yemiyor" diye yanıt verdi.
MERKEZE GİDİNCE DARP İZLERİNİ GÖRDÜLER
Aile oğullarını yakından görmek amacıyla İstanbul'a geldi. Merkezi ziyaret edip, oğlunun vücudunun birçok bölgesinde morluklar ve yanık izlerini gören baba çocuğun omzundaki ısırık izini de fark etti.
"ÇOCUĞUNUZ UYUZ OLDU" DENDİ
Babanın görüştüğü merkezin yöneticileri çocuğun uyuz hastalığına yakalandığını aktardı.
AİLE, ÇOCUK İÇİN DARP RAPORU ALDI
Bakım merkezinden oğlunu alan baba Beylikdüzü Devlet Hastanesi'ne gitti. Hastaneden darp raporu alan Recep K. durumu Gürpınar Polis Merkezi'ne bildirdi.
Baba, bakım merkezi yöneticileri ve çalışanlarından şikayetçi oldu.
BAŞKA BİR ŞİDDET ANI DA GÖRÜNTÜLENDİ
Aynı kurumda olduğu iddia edilen bir başka şiddet anı da cep telefonu kamerası ile görüntülendi.
ÇOCUK GÖSTERİLMEK İSTEMEDİ
Olay, geçtiğimiz Cuma günü Beylikdüzü ilçesi Gürpınar Mahallesi’nde bulunan Mor Menekşe Otizm Akademisinde yaşandı. İddiaya göre, çocuklarını ziyaret etmek için kuruma gelen aileye önce hemşireler tarafından çeşitli bahanelerle çocukları gösterilmek istenmedi.
“KURUMUN HEMŞİRELERİ ‘BEĞENMİYORSANIZ KENDİNİZ BAKSAYDINIZ’ DEDİ”
Ailenin çocuğunu görme ısrarı üzerine getirilen çocuğun vücudunun çeşitli yerlerinde darp, ısırma ve yanık izleri gördüğünü ifade eden aile, kurumun müdürü Aybüke L. isimli şahsın kendilerine, "Ben buraya yeni geldim. Benimle bir alakası yok. Bu durumu kendi aramızda halledebiliriz" dediğini iddia etti. Öte yandan kurumda çalışan İlayda T. isimli hemşirenin kendilerine, "Beğenmiyorsanız kendiniz baksaydınız" dediğini iddia eden aile, Mor Menekşe Otizm Akademisi isimli kurumdan şikayetçi oldu.
“MERKEZİN GİRİŞİNDE 8 TANE OTİZMLİ KIZ ÇOCUĞU PERİŞAN HALDEYDİ”
Yaşadıklarını anlatan Baba Recep Kaymak, “Bu merkezi sosyal medyada olsun birçok mecrada araştırdık ve iyi olduğuna dair kanıya vardık kendimizce. Biz çocuğumuzu oraya götürdüğümüzde bize söylenen, ‘çocuğumuzun tuvalet eğitimi, konuşma eğitimi alacağı ve çocuğumuzun daha iyi bir duruma geleceği’ idi. Yeter ki çocuğumuz kendini ifade edebilsin, tuvalet eğitimini alabilsin diye bıraktık. Çocukla her Cuma günü annem ve ben görüntülü görüşme şeklinde görüşüyorduk. Ben görüşmelerde çocuğun zayıfladığını gördüm. Neden diye sorduğum da bana ‘ çocuğunuz yemiyor’ şeklinde şeyler söylediler. Birkaç defa da çocuğu fiziksel olarak görmek istediğimde de bunun uygun olmadığını söylediler. Kurallara uygun değilmiş." ifadelerini kullandı.
"BENİM İÇİN HAYATIMDA GÖREBİLECEĞİM EN KÖTÜ ŞEY"
Çocuğu ziyaret etmek için İstanbul'a geldiğini anlatan baba Kaymak, şöyle konuştu:
Mor Menekşe Otizm Merkezi’nin girişinde gördüğüm şey benim için hayatımda görebileceğim en kötü şey olabilirdi. Oraya gittiğimde 8 tane otizmli kız çocuğunun ayaklarında terlik, çorap hiçbir şey yok o şekilde dışarıda birisi yere düşmüş ağzı kanıyor. Çok kötü bir durumdalardı. Oradaki bulunan bir hemşireye kapıyı açın çocuğumuz var içeride göreceğiz dedi. Giremezsiniz dediler. Biz de ısrarcı olduk. İçeri girdik. İçeri girdiğimizde bizi ana binaya almadılar. Ama ben dedim ki ana binayı görmek istiyorum dedim. Bunu kabul etmediler.
"HER YER PİSLİK İÇİNDEYDİ"
Bizi bekleme salonuna aldılar. Bekleme salonu da pislik içindeydi. Bekleme salonundayken çocuğumun uyuduğunu söylediler. Ben de çocuğumun getirilmesi için ısrarcı oldum.
"GİYDİRDİKLERİ AYAKKABI ÇOCUĞUMUN AYAĞINA 5 NUMARA BÜYÜKTÜ"
Çocuğum geldi. Çocuğumun üzerindeki hiçbir kıyafet bize ait değildi. Çocuğuma o an buldukları bir kıyafet ve ayakkabı giydirmişlerdi. Giydirdikleri ayakkabı da ayağına 5 numara büyüktü.
"MORLUKLARI GÖRÜNCE SOYDUK"
Çocuğun sol boyun kısmında gördüğüm morluktan dolayı üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya başladığımda çocuğun kolunda, omzunda, sırt bölgesinde ve ayak bileğinde morluklar olduğunu gördüm. Bu morlukların sopayla vurularak olduğunu anlayabiliyorsunuz. Olay yerine polis çağırdım. Oradaki hemşireler 'biz göreve yeni geldik biz yapmadık' dediler. Bana müdürü diyor ki 'ben 24 Temmuz’da işe başladım'. Bu çocuğun hiçbir raporu yok muydu? Bu çocuk bu hale nasıl geldi.
"KARAKOLA GİTTİK"
Karakola gittik ve şikayette bulunduk. Her yere yazdık. Ben şu an çocuğumu aldık. Benim çocuğum bir şekilde tedavisini görüp iyileşecek. Ama orada bulunan 70 çocuk hiç iyi durumda değil.