WhatsApp üzerinden Brad Pitt ile aşk yaşadığını sanan 53 yaşındaki kadın, tam 850 bin dolarlık bir vurguna uğradı. İşte detaylar...
Fransa'da yaşayan 53 yaşındaki bir kadın, yapay zeka teknolojisinin dolandırıcılık dünyasında nasıl kullanılabileceğini acı bir biçimde deneyimledi. Kendini 'Anne' olarak tanıtan kadın, ünlü aktör Brad Pitt'in kimliğini taklit eden bir dolandırıcının kurbanı oldu. Sahte bir gönül ilişkisiyle adeta ayakta uyutulan Anne, iki yıl boyunca toplamda yaklaşık 850 bin dolar (30 milyon TL) kaybetti.
Dolandırıcı, yapay zeka ile Brad Pitt fotoğrafları hazırladı
Dolandırıcı, yalnızca yapay zeka destekli fotoğraflar ve videolarla değil, aynı zamanda Anne ile düzenli mesajlaşarak onu duygusal olarak kıvama getirdi. Dolandırıcının, sahte şiirler yazdığı ve Brad Pitt'in kanser tedavisi gördüğünü iddia ettiği hikayelerle kurbanını ikna ettiği ortaya çıktı. Hatta bu hikayeyi desteklemek için yapay zeka ile oluşturulmuş 'Kanser hastası Brad Pitt' fotoğrafları da kullandı.
Bir başka önemli detay ise dolandırıcının hiç telefon görüşmesi yapmamış olmasıydı. Ancak, günümüzde yapay zeka sayesinde sahte sesli iletişim kurmak da mümkün, bu da kurbanların gerçeği fark etmesini daha da zorlaştırıyor.
Anne, Brad Pitt dolandırıcılığını ne zaman fark etti?
Anne, iki yıl süren bu duygusal ve mali manipülasyonu, televizyon izlerken Brad Pitt'in sağlıklı bir şekilde yeni bir ilişki yaşadığını gördüğünde fark etti. Bu üzücü gerçekle adeta beyninden vurulmuşa dönen kadın, yetkililere başvurmasına rağmen kaybettiği parayı geri almayı başaramadı. Paranın önemli bir kısmı, Anne'in boşandığı zengin eşinden aldığı nafakadan ve tazminattan geliyordu. Bu süreçte boşandığı eşinin hissettiklerini tahmin etmek dahi istemiyoruz.
Yapay zeka teknolojisi, dolandırıcılık dünyasında daha sofistike yöntemlerin kullanılmasına olanak tanıyor. Bu tür olaylar, yalnızca duygusal manipülasyonla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda müzik platformlarında botlarla sahte dinlemeler, spam e-postalar ve oltalama saldırıları gibi yöntemlerle de karşımıza çıkıyor.
Tüm bu süreç bizlere Attila İlhan'ın, "Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular" sözünü hatırlatıyor.