Ağustosta en az 179 işçi öldü!

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG), açıkladığı rapora göre 2024 yılı Ağustos ayında en az 179 işçi öldü. Ağustos verilerinin yayınlanmasıyla birlikte yılbaşından bu yana hayatını kaybeden işçilerin sayısı 1201'e yükseldi.

Haber Giriş Tarihi: 04.09.2024 12:07
Haber Güncellenme Tarihi: 04.09.2024 12:07

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi tarafından yapılan açıklamada, "Yüzde 73'ünü ulusal basından; yüzde 27'sini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Ağustos ayında en az 179, yılın ilk sekiz ayında en az 1201 işçi hayatını kaybetti" dedi. 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi raporda şu ifadelere yer verdi: 

"Mevsimlik tarım işçiliği, çobanlık ve besicilik yapan 4 çocuk, inşaat işçisi 2 çocuk ve otel işçisi 1 çocuk olmak üzere bu ay en az 7 çocuk işçi hayatını kaybetti. Yaralanan onlarca çocuk var. Çocuk işçi ölümleri artarak devam ediyor. Çocuk işçiliğe birkaç gün içinde çıkaracağımız raporda ayrıntılı olarak değineceğiz.

18-25 yaş grubundaki genç işçi ölümlerinde de artış sürüyor. Genç işçi ölümleri özellikle sanayide yoğunlaşıyor. Diğer genç işçi ölümleri ise inşaat işçiliği, moto kuryelik, mevsimlik tarım ve sokakta çalışma gibi işkollarında/ mesleklerde.

EN ÇOK İŞÇİ ÖLÜMÜ İNŞAAT, TARIM VE TAŞIMACILIKTA 

Ağustos ayında da en çok işçi ölümü, en güvencesiz ve örgütsüz işkolları olan inşaat, tarım ve taşımacılıkta meydana geldi. Ancak maden işkolunda da Zonguldak'ın TTK ve 'kaçak' işletmelerinden Muğla, Mardin, Osmaniye, Kütahya gibi şehirlerimizdeki özel işletmelere kadar yaygın bir alanda işçi ölümlerinin gerçekleştiğini ve 2024 yılında madenlerin alarm verdiğini söylemeliyiz. Yine tersanelerde Aliağa, Tuzla ve Yalova'da iş cinayetleri oldu. Bu ay 6 arkadaşımızı daha kaybetmemiz sonucu moto kurye ölüm sayısı 2024 yılında 37'ye ulaştı.

SANAYİ SEKTÖRÜ ÖLÜMLERİNDE HIZLI BİR ARTIŞ VAR! 

Sektörel olarak baktığımızda;

63 işçi sanayi, 47 işçi inşaat, 39 işçi tarım ve 30 işçi hizmet sektöründe hayatını kaybetti. Özellikle bu yıl sanayi sektöründe işçi ölümlerinin hızlı bir artış gösterdiğini belirtmek istiyoruz.

41 İŞÇİ YÜKSEKTEN DÜŞTÜ 

Basit önlemler ve az maliyetle önlenebilecek ölümler sürüyor. 28'i inşaatta olmak üzere 41 işçi yüksekten düştü. Yine 6'sı inşaat olmak üzere 15 işçiyi elektrik çarpması sonucu kaybettik. Bu durum önlemsizliğin, denetimsizliğin ve kuralsızlığın da bir göstergesi.

MESLEK HASTALIĞI ÖLÜMLERİ GİZLENİYOR! 

Meslek hastalığı sonucu ölümler iş kazası! sonucu ölümlerin beş katı civarında ama bu ölümlerin tamamı gizleniyor. Bu yüzden raporlarımızda meslek hastalığı sonucu ölümler neredeyse yok.

Ağustos ayında meslek hastalığı sonucu iki iş cinayeti tespit ettik. Birincisi, 40 yaşındaki Yunus Kamacı, 2000'li yılların başında Esenyurt'ta 'merdiven altı' kot kumlama atölyesinde çalışırken silikozise yakalanmıştı, yıllardır tedavi görüyordu, İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti, iki çocuk babası, Bingöl Karlıovalı.

İkincisi ise 30 yaşındaki Tolga Karagöl, deniz işçisi, Senegal'de bir gemide çalıştıktan sonra kontratının bitmesi üzerine memleketi Ordu Perşembe'ye döndü, gribal belirtilerle fenalaşarak hastaneye kaldırıldı, çalışırken yakalandığı sıtma nedeniyle hayatını kaybetti, Fatsa Denizcilik Meslek Lisesi 2008 Makine Mezunu, bir çocuk babası.

Son olarak 'saklanan ve duyulsa da görünmez kılınmaya çalışılan' işçi ölümlerine dikkat çekmek istiyoruz:

Birincisi, Sibel Turan, 45-50 yaşlarında, İstanbul Bahçelievler Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi Müdür Başyardımcısı, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, okulun konferans salonunda yapılacak olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli tanıtım toplantısı için perdedeki arızayı gidermeye çalışırken bastığı yerin alçıpan olması sebebiyle 10 metre mesafeden sahneye düştü.

İkincisi, Zeynep Yılmaz, 29 yaşında, Malatya Battalgazi Yüzüncü Yıl Okulları'nda Müzik Öğretmeni, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası'nın açıklamasına göre hamile olması nedeniyle sözleşmesi bittiği gerekçe gösterilerek işten çıkarıldı, girdiği bunalım sonucu intihar ederek yaşamına son verdi.

Üçüncüsü, Nilüfer Altıner, 49 yaşında, Aydın Didim'de ilçe belediyesi sosyal market görevlisi, yerel ve ulusal basında yer alan haberlere göre seçim sonrası emekliliğine iki ay kala park ve bahçeler müdürlüğüne gönderildi, engelli kadrosundan çalışıyordu, tek böbrekli olduğu için yaklaşık 44 derece sıcakta park ve bahçelerde çalışmakta zorlandı, birkaç defa Belediye Başkanı ile görüşerek tek böbrekle güneş altında çalışmakta zorlandığını belirtip kendisinden yardım istedi, reddedilince avukatlara gidip hukuk desteği istedi, bu yaşadıkları nedeniyle intihar ederek yaşamına son verdi.

Soruyoruz, neden öldüler ve ölümlerinin sorumlusu kim?

Önümüzdeki dönem İSİG mücadelesi, gerek kendi içimizde gerek sosyal medyadan paylaşıp en geniş kesimlere ulaşarak, geçen yıl oluşturduğumuz kolektif programı ve pratiğini değerlendirdik. Böylece İSİG mücadelesindeki eksikliklerimizi görmeye ve önümüzdeki dönemin temel halkalarını kavramaya çalıştık. Bu noktada:

Yoksullaştırma, işçileştirme, iş cinayetleri rejimi kıskacında İSİG mücadelesi önümüzdeki dönem;

Başta MESEM olmak üzere çocuk işçiliğine karşı mücadelede rapor çıkarmadan yerellerde çocuk işçiliğin yasaklanması platformlarının oluşturulmasına, kampanyalar örülmesine kadar sistematik adımlar atılması,

Genç işçilerin işçi sağlığı sorunlarının görünür kılınması mücadelesinin verilmesi, bir genç işçiler forumu düzenlenmesi ve genç işçilerin örgütlülüklerinin desteklenmesi,

İş cinayetleri raporlarımız gibi temel araçlarımızın sürekliliğinin devamlılığı,

Göçmen, kadın, yaşlı işçi emeğinin korunması mücadelesinde raporların çıkarılması,

İşyeri intiharları, direnişlerle dayanışma, meslek hastalıkları gibi spesifik raporların çıkarılması,

Bu noktada gerek alanda yapılan basın açıklamalarının artırılması gerek söyleşi ve panellerin organize edilmesi,

Bağımsız çizgimizin korunması, emek örgütleriyle ve basınla bağlarımızın bu hareket noktaları üzerinden güçlendirilmesi vb.

Yukarıda ifade ettiğimiz adımların genel İSİG mücadelesinin ekseni olarak belirlenmesi ve yereldeki faaliyetlerin buna bağlı olarak organize edilmesi önümüzdeki dönem programını oluşturmaktadır..."